Sıtma, parazit taşıyan dişi anofel sivrisineklerin beslenmeleri esnasında insana inoküle ettikleri Plasmodium cinsi parazitlerin eritrositleri enfekte etmesiyle gelişen bir enfeksiyon hastalığıdır. 2007 yılında Dünya Sağlık Asamblesinde üye devletler tarafından 25 Nisan “Dünya Sıtma Günü” olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda her yıl sıtma hastalığının önlenmesi ve kontrolüne yönelik çalışmaların devamlılığına olan ihtiyacı vurgulamak ve toplumun hastalık ile ilgili bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü Dünyada 2000 yılında 262 milyon sıtma vakası olduğunu ve bunlardan 839.000’nin hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini tahmin etmektedir. DSÖ, 2016 yılında vaka sayısının 216 milyona, ölüm sayısının da 445.000’e düştüğünü tahmin etse de sıtma Dünyada halen önemli bir enfeksiyon hastalığı olmaya devam etmektedir. Sıtma ölümlerinin çok büyük çoğunluğu P. falciparum sıtmasına bağlı olmaktadır.
Sıtma, geçmişte ülkemizde de yaygın görülen bir hastalık iken Bakanlığımız tarafından yürütülen başarılı çalışmalar neticesinde yerli sıtma bulaşı sona erdirmiştir, halen sadece yurtdışı sıtma vakaları bildirilmektedir. Ancak ülkemizde sıtma etkenini nakleden sivrisinek türlerinin bulunması, iklim ve çevresel faktörler, büyük nüfus hareketleri, sıtmanın endemik olduğu ülkelere seyahat edenlerin ve buralardan gelenlerin sayısının artması nedeniyle yurtdışı kaynaklı sıtma vakaları görülmektedir. Ayrıca; düzensiz göçmenler, ülkemizin sıtmanın yayılabileceği subtropikal bölgede yer alması ve iklim değişikliği nedeniyle ortalama hava sıcaklıklarında gözlenen artışlar nedeniyle sıtma riski halen devam ettiğinden Sıtma Eliminasyon Programı çerçevesinde faaliyetlerimiz devam etmektedir.
Her ne kadar ülkemizde yerli sıtma vakası görülmese de yurtdışı kaynaklı vakalar tespit edilmektedir. Sıtmanın endemik olduğu ülkelere gidenler paraziti oradan alarak hastalığa yakalanabilmektedir. Hastalık ülkemizde yurtdışından en sık emporte edilen enfeksiyon hastalıklarından birisi olup her yıl ortalama 200-250 yurtdışı kaynaklı sıtma vaka bildirimi olmaktadır. Ülkemizde tespit edilen yurtdışı kaynaklı sıtma vakalarının yaklaşık %75’i P. falciparum sıtmasıdır. Yurtdışı kaynaklı vakaların çoğu, paraziti sıtmanın endemik olduğu Sudan, Nijerya, Ekvator Ginesi, Uganda, Gabon gibi Afrika ülkelerinden almaktadır. Bu nedenle sıtma endemik bölgeden dönen veya daha öncesinde bu bölgelerde bulunmuş olan ateşli veya ateş hikayesi olanlarda kemoprofilaktik ilaç kullanmış olsa dahi sıtmadan şüphelenilmelidir.
Hastalığın etkeni Plasmodium cinsi parazitlerdir. İnsanda hastalığa sebep olan beş tür bulunmaktadır: P. falciparum, P. vivax, P. malariae ve P. ovale (iki tür). Son yıllarda, Güney-Doğu Asya’nın bazı ormanlık alanlarında maymun sıtma etkeni P. knowlesi ile oluşan insan sıtma vakaları bildirilmektedir.
Hastalık insanlara esas olarak parazit taşıyan anofel cinsi dişi sivrisineklerin sokmasıyla bulaşmaktadır. Dünyada 400’den fazla türü bulunan anofel sivrisineklerin yaklaşık 30 türü sıtma bulaşında önemli rol oynamaktadır. Sivrisinek sokması dışında sıtma; kan transfüzyonu, organ transplantasyonu, greftler ve kontamine enjektör veya iğnelerin ortak kullanımı ile de insanlara bulaşabilmektedir. Hastalık ayrıca plasenta yoluyla doğum öncesi veya doğum esnasında anneden bebeğe de geçebilmektedir.
Sivrisinek sokmasıyla bulaşan sıtmada minimum inkübasyon süresi altı gündür. P. falciparum sıtmasında çoğu hastada enfeksiyon bulaştan sonra ilk bir ayın içinde veya aylarda bulgu vermektedir. Bulaştan sonraki ilk 6 ay içinde hemen hemen tüm hastalarda sıtma semptomları başlamaktadır.
Sıtmanın ilk semptomları non spesifik olup pek çok sistemik viral hastalık bulgularına benzemektedir. Baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, abdominal rahatsızlık, kas ve eklem ağrısı ile başlayan sıtma kliniği ateş, üşüme, titreme, terleme, iştahsızlık, kusma ve giderek artan halsizlik ile devam etmektedir. Hastalığın bu erken evresinde hayati organ yetmezliği bulguları yoksa tedaviye hemen başlanması durumunda tam iyileşme beklenmektedir. Ancak organ tutulumu olan hastalarda özellikle P. falciparum sıtmasında şiddetli sıtma gelişebilmektedir. Şiddetli sıtmada genellikle koma (serebral sıtma), metabolik asidoz, ağır anemi, hipoglisemi, akut böbrek yetmezliği, pulmoner ödem bulgulardan biri veya daha fazlası gelişmektedir. Şiddetli sıtma tedavi edilmezse hastaların büyük çoğunluğu kaybedilmektedir.
Ülkemizde mevzuat gereği sıtma tanısı tüm sağlık kuruluşlarında konulabilmektedir. Ancak yurtdışı bağlantılı olmayan tüm sıtma vakalarının tanısının İl Halk Sağlığı Laboratuvarları ve Ulusal Sıtma Referans Laboratuvarı (Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları ve Biyolojik Ürünler Dairesi Başkanlığı Ulusal Paraziter Hastalıklar Referans Laboratuvarı) tarafından doğrulanması gerekmektedir.
Sıtma hastalarının tedavisi tespit edilen Plasmodium türüne göre farklılık gösterdiğinden sıtma tanısında Plasmodium tür ayrımının yapılması son derece önemlidir. Tür ayrımında İl Halk Sağlığı Laboratuvarları ile Ulusal Sıtma Referans Laboratuvarından destek alınabilir.
Sıtma tedavi ilaçları İl Sağlık Müdürlüklerinden temin edilebilir.
Sıtma hastalığına karşı hâlihazırda onay verilmiş bir aşı bulunmamaktadır. Bu nedenle; sivrisinek sokmalarına karşı kişisel korunma, hastalığın önlenmesinde ilk savunma hattı niteliğindedir. Diğer bir yöntem ise hastalığa karşı koruyucu ilaç kullanımıdır.
Sıtmadan koruyucu ilaçlar Bakanlığımız Seyahat Sağlığı Merkezlerinde ÜCRETSİZ olarak verilmektedir.
Seyahat öncesi; en az 15 gün önce Seyahat Sağlığı Merkezlerine başvurularak gidilecek ülkedeki sıtma riski hakkında bilgi alınabilir ve koruyucu ilaç temin edilebilir.
Seyahat esnasında;
- a) Sıtma riskli ülke/bölge ziyaretlerinde sivrisinek sokmalarından korunmak için:
- Uzun kollu gömlek ve pantolon gibi vücutta açık yer kalmayacak şekilde mümkün olduğunca kapalı kıyafetlerin giyilmesi tercih edilmelidir.
- Konaklamak ve dinlenmek amacıyla kliması olan kapalı yerlerde veya kapı ve pencerelerinde sineklik olan yerlerde kalınmalıdır. Eğer gece dışarıda kalınacaksa cibinlik altında uyunması önerilmektedir.
- Gebe ve emziren kadınlar, güvenliği kanıtlanmış, Bakanlığımızdan ruhsatlı ve onaylı repellentler (sivrisinek kovucular) kullanmalıdır.
- Bu ürünler, mutlaka kullanma talimatı doğrultusunda uygulanmalıdır.
- Bebek ve çocuklarda kullanmadan önce mutlaka ürünün kullanma talimatı incelenmeli ve önerilen yaş gruplarında kullanılmasına dikkat edilmelidir.
- 2 aydan küçük çocuklarda repellent kullanılmamalıdır.
- Repellentler çocukların elleri, gözleri ve ağızları ile varsa ciltteki kesilere uygulanmamalıdır. Yetişkinler repellenti kendi ellerine sıktıktan sonra ellerini sürerek çocukların yüzlerine uygulamalıdır.
- Güneş koruyucu kullanılacaksa önce güneş koruyucu kullanılmalı, sonrasında repellent kullanılmalıdır.
- Bebek ve çocuklara kollarını ve bacaklarını örten giysiler giydirilmelidir.
- Bebeklerin ve çocukların korunması amacıyla bebek arabaları ve taşımak amacıyla kullanılan araçlarda sivrisineklerden korunmayı sağlayıcı tedbirler alınmalıdır.
- b) Sıtmadan koruyucu ilaç hekim tarafından önerilen dozda ve sürede kullanılmalıdır.
Seyahat dönüşü; baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, abdominal rahatsızlık, kas ve eklem ağrısı şikayetleri olması durumunda koruyucu ilaç kullanılmış olsa dahi en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulması son derece önemlidir.