Kanser, dünya
genelinde giderek artan bir sağlık problemidir ve toplumlarda önemli bir
sosyoekonomik yüke, bireylerde de maddi ve manevi kayıp ve zorluklara yol
açmaktadır. Bunun yanı sıra kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olması bu
konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açmıştır ki bu amaçla
oluşturulan “Dünya Kanser Günü” her yıl 4 Şubat günü kanser ile ilgili
farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede
önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese
ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlanmaktadır.
2013 yılında
gerçekleştirilen Dünya Sağlık Toplantısı’nda “Dünya Kanser Bildirge” si
yayınlanmış ve bu bildirgede global kanser yüküne değinilerek kanser
kontrolünün önemi vurgulanmıştır. Bu bildirgeye göre ana hedef “Kansere bağlı erken ölümlerin
engellenmesiyle beraber kanser tanısı alanlarda yaşam oranlarının ve yaşam
kalitesinin artırılması” olarak belirlenmiştir.
UICC tarafından bu yıl
yayınlanan bildirgede kanserle mücadele hususunda dünya genelinde yapılması
gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar vurgulanmıştır.Ulusal seviyede etkili kanser mücadelesi, o ülkenin kanser yükü ve risk
faktörlerine göre hazırlanmış Ulusal Kanser Kontrol Programı ile başlar.
Kanser kontrol
planları, hasta ve yakınlarının, duygusal, zihinsel ve bedensel iyiliğine etki
eden tüm faktörlere yönelik psikososyal destek sağlayacak şekilde
hazırlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki gerek kayıtçılık ve tarama, gerekse de
tedavi ve palyatif bakım olsun birden fazla alt başlığı bulunan ve bu başlıklar
arasında çok önemli bir koordinasyon ve planlama bütünlüğünü gerektiren kanser
ile mücadelede şüphesiz ki etkin bir “Ulusal Kontrol Programı”nın bulunması en
önemli adımı oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda; dünya genelindeki tüm
bilimsel ve sağlık politikalarındaki konu ile ilgili gelişmeler takip edilerek
ve daha önce uygulamış olduğumuz 1. fazdan edindiğimiz ulusal tecrübelerimizi
de bunlara ilave ederek 2013-2018
yılları arasında uygulamayı planladığımız “Ulusal Kanser Kontrol Programı”nın
2. Fazı hazırlanmış ve uygulamaya geçilmiştir.
Sağlıklı Yaşamayı Seçmek İmkansız Değildir;
Bireyler ve toplumlar, yaygın kanser türlerinin en az üçte birinin daha
sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması ve
alkol kullanımının azaltılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirilmelidir.
Sigara da eklendiğinde bu rakam %50’ye ulaşmaktadır. Ayrıca ultraviyole
radyasyondan korunma cilt kanserinin önlenmesinde, mesleksel ve çevresel
maruziyetler, örneğin asbestoz da kanser yükünün artmasında önemli rol
oynamaktadır. Ülkemizde de bu konuya oldukça fazla önem verilmektedir ki
mevcut tütün ve obezite eylem
planlarımız çok başarılı sonuçlar ile hızla devam etmektedir. Bu programlara ek
olarak kanser özelinde Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı, Türkiye
Asbest Kontrolü Stratejik Eylem Planı, Elektromanyetik Alanların Sağlık
Etkileriniz İzlenmesi gibi çok yeni programlar da başlatılmıştır.
Kanserde Erken
Tanı İmkansız Değildir;
Meme, kolorektal ve
servikal kanserler için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun nüfus
tabanlı tarama programı oluşturmak için sağlam kanıtlar bulunmaktadır. Kanserde
erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının
bilgisini arttırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı
arttırmalıdır. Bu konuda da ülkemizde önemli çalışmalar yürütülmekte olup her
ilimizde açılan Kanserde Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerimizin (KETEM)
sayısı 2014 itibariyle 7’si Mobil olmak üzere 126’ya ulaşmıştır. Meme, serviks
ve kolorektal kanser taramaları bu merkezlerde ücretsiz olarak yapılmakta olup
yapılan kanser tarama sayısı hem Türkiye genelinde hem de birinci basamak
düzeyinde rekor kırmıştır. 2014
yılında sadece birinci basamakta; 2012 yılında yapılan 146 bin meme kanseri
taraması 335 bine, rahim ağzı taramaları 214 binden 510 bine, kolorektal
taramalar ise 59 binde 774 bine çıkmıştır.Kanser taramalarına
Aile Hekimlerimizin entegrasyonu sürecinin tamamlanması ve KETEM sayılarının
arttırılarak 2018’e kadar 254’e çıkarılması hedeflerimizle bu sayıların çok
daha yüksek değerlere ulaşması hedeflenmektedir.