Güneşlenirken Dikkat!
Güneş; ısı, ışık, enerji ve
yaşam kaynağımız olan bir yıldızdır. Güneş
ışınları, çok geniş bir dalga boyu yelpazesine sahiptir. Bu ışınlar içerisinde
en önemlisi ultraviyole (UV) ışınlarıdır. Güneş'ten yayılan ultraviyole ışınları, gözle
görülmez. Ozon tabakası tarafından UVA ve UVB büyük oranda emilirken, UVC tamamen
emilir ve yeryüzüne ulaşmaz. Ancak ozon
tabakasının çeşitli nedenlerle incelmesi sonucu ultraviyole ışınları dünya
üzerine olması gerektiğinden fazla miktarda gelir ve bu da beraberinde birçok
olumsuz sonuçlara yol açar.
Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi
Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşegül POLAT
Güneşlenirken
dikkat edilmesi gerekenlere, güneş yanıklarına ve benlere yönelik şunları
kaydetti;
Güneş ışınlarının; kemik yapımı için
gerekli olan D vitamini sentezini sağlamak, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmek, cildin
bronzlaşmasını sağlamak ve duygu durumu düzenlemek gibi olumlu birçok etkileri
olduğu gibi zararlı etkileri de vardır. Özellikle yaz aylarında bu zararlı
etkilere karşı önlem almak gerekir. Güneş ışınlarına korumasızca maruz
kalmak kısa vadede güneş yanığı ile birlikte deride kahverengi renk
değişiklikleri, güneş alerjisi ve güneşle açığa çıkan pek çok hastalığa neden olurken, uzun
vadede deri hücrelerinde DNA hasarına yol açarak ‘Malign Melanom’ başta olmak
üzere birçok cilt kanserine neden olur. Bu nedenle zararlı etkilerine maruz
kalmadan güneş ışığından yararlanmak amaçlanmalıdır. Ultraviyole A ve B ışınlarına
kısa sürede ve yoğun olarak maruz kalınması durumunda, deri hücreleri hasara
uğrayarak güneş yanıkları oluşur. Özellikle 11:00-16:00 saatleri arasında
güneşin bu zararlı etkileri artmaktadır. Cilt tipi ve güneş ışınlarının
şiddeti, yanıkların oluşması için
gereken süreyi değiştirir. Örneğin sarışınlar, esmerlere göre daha hassastır ve
güneş yanıkları daha kısa sürede oluşur. Aynı zamanda solaryum (yapay
ultraviyole ışık kaynağı) ışığına maruz kalma sonucunda da benzer yanıklar
gelişebilir.
Birinci derece güneş yanıklarında, cildin
1. tabakası olan ‘epidermis’ hasarlanır. Cilt kuru, kırmızı, ödemlidir ve ağrı
olur. Soğuk suyla duş, bol sıvı tüketimi, nemlendirici krem, losyonlar ile
beraber ağrı kesici kullanmak tedavi için yeterli olabilir. Genellikle 1 haftada iyileşir. İkinci derece
yanıklarda ise, cildin 1. tabakası epidermis ile 2. tabakası olan ‘dermis’
birlikte hasarlanır. Daha derin bir yanık olduğu için sinir uçları da etkilenir
ve şiddetli bir ağrı ile birlikte ciltte içi sıvı dolu kabarcıklar (büller)
görülür. Bu kabarcıklar patlatılmamalıdır. Bu durumda hastaneye başvurmak
gerekir. Cilde diş macunu, yoğurt, salça
ve benzeri şeylerin sürülmesi kesinlikle önerilmemektedir. Bunlar güneş yanıklarını
tedavi etmediği gibi kimyasal yanık ve enfeksiyon riskini arttırmaktadır.
Güneş ışınların dik
açıyla geldiği öğle saatlerinde güneşlenmekten kaçınılmalıdır. Dışarı çıkarken sık
dokumalı, mümkün olduğunca vücudu örten, açık renkli, bol giysiler tercih
edilmeli, şapka ya da şemsiye gibi koruyucular ile fiziksel korunma
sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra UV ışınlarının zararlı kısımlarının büyük
bölümünü engelleyecek tarzda bir güneş koruyucu kullanmak gerekir. Hiçbir güneş
koruyucu ürün yüzde yüz koruma sağlamaz. Bununla birlikte iyi bir güneş
koruyucu:
*İyi tolere edilmeli, alerjik ve tahriş edici
olmamalı
*Renksiz, kokusuz, saydam bir kozmetik yapısı
olmalı
*Deriyi ve elbiseleri boyamamalı
* Hem UVA ve hem de UVB’ yi engellemeli
* Suya, tere, denize, kurulanmaya ve ısıya
dayanıklı olmalı
* Uçucu olmamalı
* Uzun etkili olmalıdır.
Güneşten korunma ürünleri (krem,
losyon, süt) koruma güçlerine göre
derecelendirilir ve bu derecelerin adı ''güneşten korunma faktörü'' dür (Sun Protecting
Factor = SPF). Türk
toplumunun önemli bir kısmı koyu tenlidir. Bundan
dolayı çok ciddi deri hastalığı olan kişiler dışında 30 faktör güneş
koruyucuları kullanılması yeterlidir. Bu
tür ürünleri güneşe çıkmadan 20-30 dakika önce kullanmak ve en az 2- 3 saatte
bir yenilemek önemlidir. Son yıllarda güneş koruyucu ürünlerin deri kanserine
yol açtığına dair görüşler ileri sürülmüştür. Cilt kanserleri sayısındaki
artışın, bu ürünlerin doğrudan etkisinden ziyade, güneş koruyucu kullanımı
sonrası kontrolsüz güneşlenmelere bağlı olduğu düşünülmektedir.
Ben, derideki renk hücrelerinin bir
araya gelerek oluşturduğu açık kahverenginden - gri veya siyaha kadar
değişebilen yuvarlak ya da oval şekilli oluşumlardır. Bazen deri düzeyinden
kabarık olabilirler.
Benlerin bir kısmı doğumsal iken, bir kısmı da sonradan ortaya çıkabilir.
Doğumsal olanlardan boyutu büyük olanlar, daha risklidir ve yakından izlenmesi
gerekir. Sonradan oluşan benlerin gelişiminde genetiğin yanı sıra en önemli
etken güneş ışığıdır. Benleri önemli kılan ise deri kanserlerinden
en kötü huylusu olan ''Malign Melanom'' adlı kansere dönüşebilmesidir.
Her türlü travma, var olan benlerin kanserleşme riskini artırırken, kısa sürede
yüksek doz güneş ışınına ve güneş yanıklarına maruz kalmak en önemli risk
faktörüdür. Bu nedenle benlerin artışı ve kansere dönüşünü engellemek için
güneşten iyi korunmak gerekir. Var olan benlerdeki değişiklikler, önce
kişinin kendi tarafından fark edebileceği bir takım kriterler ile
değerlendirilebilir. ABCDE kriterleri olarak bilinen bu kriterler:
A (Asimetri) Ben asimetriktir, ortadan ikiye
ayrıldığında parçalar birbirine eşit değildir.
B (Border/sınır) Benin kenarları düzensizdir.
C (Color/renk) Benin renginde değişim olur,
renk koyulaşabilir ya da kaybolabilir.
D (Diameter/çap) Benin çapı 6 mm den daha büyüktür.
E (Evoluation/değişim) Bende kabarıklık,
küçülme, silinme görülmesi yani bende olan değişikliklerdir
Benlerde ABCDE kriterlerindeki değişimler görüldüğünde, deri ve zührevi
hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve şüpheli olanların takibe
alınması, gerekirse de cerrahi olarak çıkarılıp tetkik edilmesi gerekir. Aynı
zamanda vücudunda çok sayıda beni bulunanlar
veya ailesinde deri kanseri öyküsü olan kişiler her 6 ayda bir deri ve
zührevi hastalıkları uzmanına muayene olmalıdırlar.
Halk arasında benlerin aldırılmasının tehlikeli olduğu gibi yanlış bir düşünce
mevcuttur. Gerekli görülen durumlarda şüpheli benlerin alınması kişinin ölümcül
olan malign melanom kanserinden korunması için kritik öneme sahiptir.
Güneşe maruziyetin özellikle
çocukluk çağında oluşması nedeniyle, güneşten korunma bilincinin erken dönemde
geliştirilmesi son derece önemlidir. Bu nedenle çocuklarımızı güneş konusunda
bilinçlendirmeli, hem kendimizi hem de onları güneşin zararlı etkilerinden korumalıyız.
Güneşli sağlıklı günler dileriz.